İYİ GÖREBİLMEK

Her Çocuk Özeldir filmini çoğumuz bilir. Bu filmde benim gibi hayata 1-0 yenik başlayan insanlar için önemli çıkarımlar bulunmaktadır. Burada eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve ön yargılı olmadan yetenekli insanların farkındalıklarını ortaya çıkarmanın ne kadar etkili olduğunu anlarız.

Bu film hakkında kısa bir analiz yapmak istiyorum;  temel nokta disleksi hastası Ishaan adlı öğrenciyi konu almaktadır. Disleksi, okuma-yazma, heceleme veya kelime tanıma gibi dil becerilerinde sorunlarla karakterize edilen bir öğrenme bozukluğudur. Ishaan, çok geniş bir hayal gücüne sahiptir ve bu hayal gücünü çizdiği resimlere yansıtmaktadır. Bu yeteneğinin aksine, yaşıtlarının kolayca yapabildiği günlük aktivitelerde ve derslerinde oldukça başarısızdır. Bu durum, ailesi, akrabaları ve öğretmenleri tarafından Ishaan’ın tembelliği olarak algılanır ve Ishaan sürekli aşağılanır. Ishaan’ın bu başarısızlığını kabullenemeyen ailesi çareyi en son onu bir yatılı okula vermekte bulur. Buradaki disiplin sayesinde çocuklarının düzeleceğini düşünseler de işler tam tersine dönmüştür. Ishaan’ın bu durumu ta ki okula yeni atanan görsel sanatlar öğretmeni gelene kadar devam eder. Ishaan’ın davranışları bu öğretmenin dikkatini çeker. Dönüm noktası olan bu anda Ishaan doğru insanla karşılamıştır. İnşallah bizlerde doğru insanlarla hep karışılırız ve karşılaşmaya da devam ederiz. Neyse filme dönelim, bu öğretmen Ishaan’da öğrenme güçlüğü olduğunu fark eder ve bu gerçeği ailesine de açıklar. Ona vermiş olduğu özel eğitim sayesinde Ishaan okuma ve yazmayı öğrenir. Ancak anne ve babası çocuklarının ders başarısızlığının nedenini bulup çözüm yolları aramak yerine başarısızlığını sürekli olarak yüzüne vurmuş ve onu sürekli başarılı olan kardeşiyle kıyaslayarak hatalı davranmışlardır. Genellikle bu tutumlar çocuklarını motive edeceği ya da teşvik edeceği düşünülerek yapılsa da, daha çok olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu olumsuz etkiler arasında mutsuzluk, kendini yetersiz hissetme ve özgüven eksikliği sıralanabilir.

Başka bir nokta ise genelde ebeveynlerin durumu kabullenmemesidir. Burada da çocuğunun diğer çocuklardan farklı olduğunu bilmek, problemi anlamak ve kabullenmek ebeveyn için zorlu bir süreç olduğu görülüyor.  Okulda yeni gelen öğretmenle beraber sınıfa şarkı söyleyip dans ederek girmesi çocukların derse olan ilgisini ve odaklarını artırmıştır. Asıl bu noktada tüm eğitimciler için çocukların gelişim düzeyine uygun şekilde hareket edilmesinin önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Peki, bu duruma nasıl gelindi bi değinelim. Öğretmen disleksi engelliliğinin sadece çocukta olmadığını ünlü zeki insanlarda da (Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Edison ) olduğunu sınıfta söyleyerek çocuğun özgüveni artmasına ve yetenekleri ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

Bireysel farklılıkların farkında olma bilincinde olunursa ve değer verilirse birçok engelli insanda bu ishaan gibi netice itibariyle başarı sağlar. Yeter ki bu filmde de verildiği mesaj gibi ön yargılı olmayan iyi insanların engelli bireylere olumlu yaklaşımı ve desteğiyle birçok sorunun üstesinden gelinmeli ve başarıların artmasında ilerlemeler katedilebilmelidir. Çevremizdeki insanların tutumları bizlerin eğitim hayatındaki başarısını hem de benlik kavramını ve motivasyonumuzu etkilemektedir.  Ebeveynlerin çoğunda olduğu gibi toplumdaki çoğu birey engellilerinin problem çözme becerilerine ve eğitim yaşantılarına karşı olumsuz bir bakış açısına sahiptirler. Bu noktada hem toplumdaki olumsuz bakış açısına sahip bireylerin hem de engelli bireylerin danışmanlığa ve bilgilendirilmeye olan ihtiyacı olduğu artık inkar edilemez bir gerçektir.

Related posts

Leave a Comment